Merhabalar. Bir kadın okur olarak, öncelikle “Kaymak Gibi Sikilen Amlar” sitesinin kurucularına, editörlerine ve seks hikayelerini yazıp burada paylaşan tüm arakadaşlara teşekkür ediyorum. Özellikle de kadın yazarlarımızı cesaretlerinden dolayı kutluyorum. Herkesin ‘Yarak!’ diyeceğini bildiğim halde, “Bizim neyimiz eksik kızlar?” diyorum ve kendi hikayemi yazmaya koyuluyorum…
Adım Funda. 30 yaşındayım. 5 yıllık evliyim. Kocamla evliliğimizin ilk yılında çok iyi anlaşan mutlu bir çifttik. Ama daha evliliğimizin üçüncü yılından sonra o mutluluk yok oluverdi. Akşam eve girer girmez yemek yerine beni sikmeyi tercih eden kocam, artık, yorgun olduğunu söyleyip, yemek dahi yemeden yatıp uyuyor, ya da bira içerek televizyon izliyordu.
Ben de artık karşı dairede oturan ve kocasından ayrılmış Oya ile ahbaplık ediyordum. Apartmanın birçok dairesi Oya’ya aitti. Kocasından ayrılırken hakim kocasına ait ne var ne yoksa bölüp yarısını Oya’ya vermiş. Sebep te Oya’nın kocasını zina halinde suç üstü yakalanması. Apartmanın alt katındaki iki kocaman dükkan da Oya’ya ait. Oya bu iki dükkanı birleştirip, büyük bir kuaför salonu haline getirmişti. Oya ile ahbaplığımız ilerleyince kuaförde bana iş öğretmeye başladı. Bir süre sonra eğitimimi de tamamlatıp, ustalık diplomamı almama yardımcı oldu.
Oya ile gizlim saklım yoktu. Kocamla uzun süredir seks yapmadığımızı anlattığımda, beni uyardı, “Kızım dikkat et, kocan seni aldatıyor olmasın?” diye. Ancak ben kafam karışık haldeydim ve “Yok canım, olmaz, yapmaz, aldatmaz beni kocam!” diyordum. Ama Oya, “Sen aptalsın kızım. Takip ettireceğim kocanı!” dedi ve o konu öylece kapandı.
Bir Pazar günü Oya bana, “Bingo! Ben sana demedim mi! Hadi gidiyoruz, kocanı bastıracağız!” dediğinde neye uğradığımı şaşırmıştım. “Kocam Fenerin maçına gitti ki!” dedim. Oya da, “Maçı kocan sevgilisiyle yapıyor! Haydi durmayalım, baskına gideceğiz!” diyerek, beni apar topar Kadıköy’de bir apartmanın önüne götürdü. Orda bizi bekleyen bir adamla beni tanıştırıp, “Bu arkadaş dedektif, kocanın içeride olduğunu ve fuhuş yaptığını söyledi!” dedi. Biraz sonra iki adam daha geldi yanımıza, birisi mahalle muhtarı, birisi de apartman yöneticisiymiş. Polis, bekçi de gelip, mahalleli falan da başımıza toplanınca, ben fenalaşıp bayılmışım…
Gözümü açtığımda hastanede olduğumu anladım. Oya başucumda bekliyormuş, “Geçmiş olsun, geçti tatlım, üzülme!” dedi. “O iş ne oldu?“ diye sorduğumda, kulağıma fısıldayarak, “Kocanı suç üstü yakalamışlar. Toplanan kalabalık o esnada kocanı eşek sudan gelene kadar dövmüş, polis zor kurtarmış kocanı adamların elinden. Seni gören herkes, bu kadar güzel bir kadın aldatılır mı salak diyormuş!” dedi…
Sonuçta hakim bizi şıp diye boşadı. Kocam çalıştığı şirketten kovulunca hakim bana nafaka bile bağlatamadı. Hakimin kararı ile, kocam bana ve eve yaklaşamayacaktı. Zaten yaklaşsa bile, Oya’nın gorilleri onu orada parçalarlar hemen.
Kocamdan ayrıldıktan sonra ben iyice depresyona girmiştim. Tek dayanağım ve gelir kaynağım kuaförlük işini yapacak gücüm yoktu. Yorgun, uykusuz, bitkin ve dalgındım. Oya beni zorla doktora götürdüğünde, depresyon ve anemi teşhisleri konuldu. Bunun üzerine Oya, “Haydi tatile gidiyoruz!” deyince şaşırmıştım ve “Kışın ortasında tatil mi olur?” dedim. Oya da, “Hem de en alası olur, gidince görürsün!” dedi.
Hazırlıklarımızı yapıp, İzmit’e doğru yola çıktık. İzmit‘in dağlarının tepelerine çıkıldıktan sonra ormanların arasında bir villaya girdik. Kocaman bir yerdi. Müştemilatı vardı. Müştemilatta kalan, villanın temizliğini, yemek, çay kahve servisi gibi, bütün işlerini yapan iki kadın vardı. Dışarıda da, güvenlik ve bahçivanlık işlerini yapan erkekler vardı. Çalışanların sayıları ve kendileri sürekli değişiyordu. Villanın dahili telefonu vardı, ‘Alo!’ dendiğinde gece gündüz farketmez müştemilattan koşup geliyorlardı…
Oya ile aynı odada, karşılıklı yataklarda yatıyorduk. Oya daha ilk geceden, “Ben sıkıntıya gelemem, alışmışım böyle!” diyerek çırılçıplak yattı. Bana da çıplak yatmamı önerdiğinde, “Ben yapamam!” dedim. “Sen bilirsin, rahibe gibi ol!” deyip çırılçıplak yatmaya devam etti. Gerçi binanın içi çok sıcak tutuluyordu, kalorifer petekleri yoktu ama her taraf sıcaktı, odalar yerden ısıtmalı imiş. Villada vaktimiz güzel geçiyordu. Televizyon izliyor, içkilerimizi yudumluyor, kapalı havuzda yüzüyorduk. Gece sıcak rahatsız edince veya uykumuz kaçınca, bodrum kata inip ısıtmalı olan ılık havuza giriyorduk…
Birgün havuzdan sonra Oya bana masaj yapacaktı. Külotumu çıkarttırıp masaj yaparken, elleri amıma doğru yoğunlaşınca, ben o an dayanamayıp orgazm oldum. Hemen ardından Oya dudaklarını benim amıma dayayıp yalamaya başladığında ilk kez Lezbiyen duyguları yaşıyordum. Sonra karşılığında ben de ona aynı şekilde yapınca, Oya ile aramızda yeni bir ilişki başlatmıştık. Artık geceleri ikimiz de çırılçıplak aynı yataktaydık ve hep sevişiyorduk…
O villada 6 hafta kaldık. Sonra İstanbul’a döndüğümüzde ben Oya’nın dairesinde yaşamaya başladım. Oya ile sürekli sinemalara, tiyatrolara, kulüplere gidiyor, eğleniyor, sarhoş olup rezalet çıkartacağımız anda Oya’nın gorilleri bizi kucaklayıp arabalara alıp eve getiriyorlardı. Evde kaldığımızda ise sürekli seks flimleri izliyorduk…
Bir gün Oya bana, “Funda hazırlan, çapkınlığa gideceğiz!” dediğinde aptallaşmıştım. “Pardon, anlamadım, ne yapmaya gideceğiz?” diye sorduğumda, “Sen yarrak yemeye hazır hale getir kendini, gidince öğrenirsin!” dedi. Hazırlandıktan sonra sadece ikimiz olmak üzere bir taksiye atlayıp, Fatih’te bir apartman dairesine gittik.
İki tane genç üniversite öğrencisi vardı orda. Yaşları en fazla 18 veya 19 olmalıydı. Her ikisi de heyecenlı ve panik haldeydi. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Oyanın ilk hareketi ile toparlandılar. Oya gözüne kestirdiği Umut’a yaklaşıp, boynuna kollarını dolayıp, dudaktan öperken, diğeri de, yani Selçuk, bana yaklaşıp, “Hoş geldin!” diyerek dudaklarımdan öptü. Ben tuhaf bir haldeydim, resmen orospuluktu yaptığımız, ama bundan farklı bir haz duyuyordum…
Oya ile Umut bir odaya girdiklerinde, Selçuk’la da ben diğer odaya girdik. Selçuk artık cesaretini toplamıştı, bana sarılıp okşuyor, dudaklarımı öperken yavaş yavaş soyuyordu beni, bir yandan da kendisi soyunuyordu. Sonunda her ikimiz de çıplaktık ve yataktaydık. Selçuk bacaklarımın arasına kafasını sokmuş, amımı ve göt deliğimi yalıyorken ben gıdıklanıp kıkırdıyordum. Selçuk dilini amıma ve götüme sokarken benden artık inlemeler çıkmaya başlamıştı.
Selçuk amımı yalayarak beni bir kez orgazm ettikten sonra, “Sen de benimkini yalamak ister misin?” diye sordu. Tereddüt etmeden yumuldum yarağına. Çok uzun zaman olmuştu yarak görmeyeli. Selçuğun tazecik ve demir gibi yarağını iştahla yaladım. Bir an önce bu güzel ve diri yarağı amımda istiyordum. Sırtüstü uzanıp Selçuğu üzerime çektim. Elimle yarağını amımın ağzına yerleştirip, “Hadi!” dedim. Selçuk sanki hayatında hiç am sikmemiş gibiydi, birden kökledi ve pompalamaya başladı. “Ohhh, işte bu!” diye inliyordum Seçluk beni deli gibi sikerken…
Yaklaşık 4-5 saat süren sevişme ve sikişmemizden sonra ben artık iliklerime kadar gevşemiş, mutlu bir haldeydim. Sonra tuvalete gittiğimde, iki defa amıma bir defa da götüme doldurduğu dölleri klozete boşaltıp, duş aldım, temizlendim. Kurulandıktan sonra odaya girdiğimde Selçuk gitmiş, yerine Umut gelmiş, kalkık yarağını sıvazlayarak ayakta beni bekliyordu. “Seçluk nereye gitti?” diye sorduğumda, “Oya’yı sikiyor!” dedi, ayaküstü bana sarıldı, öpüşmeye başladık. Beni öpüp okşayarak kucağına aldı ve yatağa bıraktı. 69 pozisyonuna geçip, Umut amımı yalıyorken ben de sert yarrağını ve taşaklarını öpüyor, yalıyor, yarrağının kafasını ağzıma alıp emiyordum. 15-20 dakika sonra ağzıma boşalttığı döllerini yutmuştum bir anda. Daha sonra o da beni amımdan ve götümden sikti. Geç boşalıyordu ve benim kasıklarıma sancılar giriyordu. Ömrümde ilk kez bu kadar orgazmı peş peşe yaşamıştım…
Gençlerin evinden ayrıldığımızda vakit gece yarısını geçiyordu. Oya ile evimize yakın olan kulübe gittik birşeyler içmeye. Ancak benim durumum zordu, bacaklarımdan Umut’un dölleri akıyordu. Halbuki evden çıkmadan önce hem işeyerek amımı, hemde ıkınarak ve parmağımı sokup yıkayarak götümü temizlemiştim. Ama yinede döller bacaklarıma süzülüyordu. Külotum da yoktu altımda, Umut hatıra olarak almış, beni külotsuz yollamıştı. Sütyenimi ise Selçuk istemiş ve almıştı. Bütün gözler üzerimizde olduğundan mecbur koşup tuvalete giderek, tuvalet kağıtlarından topaklar yapıp amıma ve götüme sıkıştırmaya çalıştım. İçkilerimiz bitince doğruca eve gittik…
Üniversiteli gençlerle o günkü sex maceramızdan sonra Oya bana, “Sıra sende Funda, bu defa da sen bul iki genç, gidip sikişelim!” dedi. “Hay hay Oyacığım!” dedim. Beni aldattığı için kocama ilkin çok kızıyordum. Ama iyikide aldatmış, artık yediğim yarak önümde, yemediğim arkamda 🙂